Edirne’nin Köprüleri Üzerine Bir Tahlil
(Analysis of The Story ‘Edirne’nin Köprüleri’ (The Bridges Of Edirne) )

Yazar : Gülten Bulduker    
Türü : Araştırma Makalesi
Baskı Yılı : 2018
Sayı : 17
Sayfa : 73-80
Doi : http://dx.doi.org/10.25068/dedekorkut238
    


Özet
Bilindiği üzere sanatın kaynağı tabiattır. Bu demektir ki hayat, tüm gerçekliği ile sanat eserlerine yansıyabilir. Yalnız, sanat eserine gerçeğin birebir kopyası değil, dönüştürülmüş şekli yansımalıdır. Sanat eserinin estetik değerini belirlemede bu, ilk aranacak kriterler arasındadır. Edebî eserin estetik bir değer taşıyıp taşımadığını belirlemede okur üzerinde bırakılan etki önemlidir. Okura üzüntü ve sevinci hissettiremeyen, onda heyecan ve hayranlık duygusu uyandıramayan bir yazarın eserleri, belli bir dönem okunsa da zaman içinde unutulması çok doğaldır. Bu gerçeklerden hareket ile Türk edebiyatına baktığımızda yazarlarımızın hayatla ilgili her konuda eser kaleme aldıklarını görmekteyiz. Şehir konusuna gelince özellikle kültür merkezi olanlar, yazarlarımızın hayranlığını kazanmış ve onların eserlerinde hak ettikleri yeri almış olup tüm güzellikleri ile yansıtılmıştır. Ne yazık ki göç olgusuna bağlı hızlı şehirleşmenin olumsuz yönleri de yazarlarımızın gözünden kaçmamış ve insanı inciten, yıpratan yönüyle de şehirlerimizin sanat eserlerindeki görünümünden söz etmek durumu ortaya çıkmıştır. Yakın dönem hikâye yazarlarımızdan bir olan Füruzan, göç olgusuna bağlı olarak şehirde yaşamak zorunda kalan insanları ve onların acılarını, ayrıntılarda gizli olanı fark edip anlatabilmeyi başarmıştır. Bu çalışmada, onun Edirne’nin Köprüleri adlı hikâyesini değerli kılan unsurları belirleyerek, hikâye kişilerinin, kendi tabiatlarına uygun olarak, yaşama sevincini nasıl hissettiklerini tahlil edeceğiz.

Anahtar Kelimeler
insan, sevgi, yaşam, umut, kadın, çocuk, yoksulluk, Edirne’nin Köprüleri.

Abstract
Even if they are read for a certain period of time, it is quite normal for the works of an author who cannot make the reader feel the sorrow and bliss, who cannot instigate excitement and admiration to fall into oblivion in time. When the Turkish literature is considered based on this fact, it can be seen that Turkish authors have written all kinds of works about the life. As for the cities, especially the ones having the quality of being a cultural center has gained the admiration of Turkish authors, finding their place in their works and being reflected with all their beauty. Unfortunately the negative aspects of urbanization resulting from the phenomenon of migration has not escaped the notice of authors, and the aspects of our cities that injure and wear down humans have also found their place in works of art. Being one of the Turkish authors of the recent era, Füruzan have been successful in realizing and describing the people who had to live in cities because of the phenomenon of migration and the plight they were in, and what is hidden in the details. The present study determines the elements that render her story ‘Edirne’nin Köprüleri’ (‘The Bridges of Edirne’) valuable and analyzes how the characters of the story feel the joy of living depending on their own nature.

Keywords
Human, love, life, hope, women, children, poverty, Edirne’nin Köprüleri (“Bridges of Edirne”)